HÜRPOLİTİKA-Cumhuriyet Halk Partisi Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere,Tutdere, “Ağır hasarlı binaların yıkım süreci bütün uyarılarımıza rağmen usulsüz şekilde devam ediyor"dedi.

Adıyaman’daki hava kirliliğine bir kez daha dikkat çekerek yetkilileri uyaran Tutdere, “Kontrolsüz yıkımlar ve yerinde ayrıştırmalar böyle devam ederse depremden sağ kurtulan Adıyamanlılar kanserden ölecek. Hava kirliliği apaçık ortadayken, Adıyamanlı nefes almakta zorlanırken bakanlık Adıyaman’da piknik havası var diyerek adeta vatandaşlarımızın aklıyla, sağlığıyla alay etmektedir” dedi.

Adıyamanlı Kirli Havayı Ciğerlerinde Hissediyor Ama Bakanlık Piknik Havası Var Diyor

Toz ve asbest tehlikesine dikkat çekerek bakanlık verileriyle Adıyaman’daki gerçek hava durumunun örtüşmediğini ifade eden Tutdere, “Ağır hasarlı binaların yıkım süreci bütün uyarılarımıza rağmen usulsüz şekilde devam ediyor. Binayı yıkarken bir kere toz oluyor, demirleri ve diğer malzemeleri ayrıştırırken ikinci bir toz bulutu çevreye yayılıyor. Bu da halk sağlığını tehdit ediyor. Şehrin üstü toz bulutlarıyla kaplı ve insanlar artık nefes alamıyor. Yıkım sırasında gerekli tedbirler alınmıyor, yeterli sulama yapılmıyor ve özellikle asbest de içeren kirli hava ortalığa yayılıyor. Bu da orada yaşayan bütün insanlar için büyük bir tehlike yaratıyor. Buna karşın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Adıyamanlıların ciğerlerinde hissettiği hava kirliliğini görmezden geliyor ve bütün değerlerin normal olduğunu, çok temiz bir hava olduğunu söylüyor ve hatta ilgili web sitesinde ‘piknik yapmak için güzel bir hava’ ibaresine yer vererek adeta Adıyamanlıların aklıyla, sağlığıyla alay ediyor” ifadelerini kullandı.

Adıyamanlının Soluduğu Havayla Bakanlığın Ölçtüğü Hava Birbirinden Çok Farklı

Adıyaman’daki hava kalitesi ölçüm sonuçlarıyla ilgili ciddi kaygılar duyduklarının altını çizen Milletvekili Tutdere, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Sürekli İzleme Merkezi tarafından yayımlanan verilere baktığımızda şu an Adıyaman’da çıplak gözle dahi görülebilir durumdaki hava kirliliğinden eser yok. Sanki bu kadar kontrolsüz ve usulsüz yıkım Adıyaman’da yapılmıyormuşçasına Adıyaman’da tertemiz bir hava var gibi gösteriliyor. Örneğin hava içinde askıda bulunan cıva, kurşun, kadmiyum gibi ağır metaller ile kanserojen kimyasalları bünyelerinde bulundurabilen PM 10 adlı partikül maddenin Türkiye standardı 50 mg/m3 olmasına karşın Adıyaman’da bu oran oldukça düşük 12-39 mg/m3 seviyelerinde. Dolayısıyla ya ölçüm yönteminde bir sorun var ya da ölçüm sonuçlarıyla oynanıyor. Zira Adıyamanlının soluduğu gerçek havayla bakanlığın ölçtüğü hava birbirinden çok farklı. Bu durum akıllara ‘Ölçümler ormanlık alanda mı yapılıyor da sonuç böyle çıkıyor?’ sorusunu getiriyor. Yine atmosferdeki en önemli kirleticilerden olduğu bilim dünyasınca kabul edilen SO2 adlı kükürtdioksit ölçümlerinin sonucu da bakanlığa göre toz pembe vaziyette. Öyle ki Bakanlığın ölçümlerine baktığımızda Adıyaman’ın hava kalitesi Dünya Sağlık Örgütü standartlarının da altına, temiz ve sağlıklı çıkmış. Bu konuda takdiri Adıyamanlı hemşerilerimize bırakıyorum” ifadelerini kullandı.

Adıyamanlı Hemşerilerimiz Sistematik Bir Sağlık Hakkı İhlaline Maruz Bırakılacak

Adıyaman'da ilgili yönetmelikler uyarınca yapılması gereken periyodik hava ölçümlerinin şeffaf ve bağımsız şekilde yapılması gerektiğini vurgulayan CHP’li Tutdere, “Hava ölçümlerine ilişkin çelişkileri gidermenin yolu bağımsız kuruluşlara, üniversitelere ve meslek odalarına ölçümleri yaptırmaktan geçiyor. Bakanlığın vatandaşı doğru bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda TTB ve Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından ölçüm yapılan Hatay’da sonuçlar Dünya Sağlık Örgütü ortalamasının kat be kat üzerinde çıkmıştı. Yıkım konusunda benzer tablonun yaşandığı Adıyaman’ımızda da kesinlikle bu şekilde bir ölçüm yapılması ve alınacak tedbirlerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde başta akut ve kronik solunum hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık sorunu ortaya çıkacak ve Adıyamanlı hemşerilerimiz sistematik bir sağlık hakkı ihlaline maruz bırakılacaktır. Bu konuda ileride vatandaşların karşılaşacağı halk sağlığı sorunlarının yaşanmaması için tüm kurumları göreve davet ediyorum. Aksi takdirde tablo deprem kadar ağır olabilir.