Millet ve memleketin selameti için uğraşan, toplumun çöküşünü engelleme gayret ve çabasında bulunan, kafa yoran, çözüm arayan iyilerin, Hududullahı gözardı etmemeleri gerekir.
Hududullahı, yani Allah'ın çizdiği sınırları bilen, onları aşmadan, meşru hedeflere meşru yöntemlerle varmayı ilkeselleştiren tüm yaşantılar toplumu kurtarırken; "bişey olmaz" denilerek sınırı ihlal eden aksi çalışmalar toplumun çöküşünü hızlandirmiştir.
Çöken toplumları yeniden ayağa kaldırmak, helal ve haramı fabrika ayarlarına getirip, hududullah mayasıyla yoğuracak, ma'rufu yayacak, örfü muhafaza edecek, münkeri reddeden cesaret, anlayış ve yönetimle mümkün olacaktır.
En güzel öğretmen Efendimiz (SAV) bu durumu muthiş bir edebi benzetme ile bizlere öğretmiştir. Rasulullah (SAV) şöyle buyurdu:“Allah’ın çizdiği sınırları aşmayarak orada duranlarla bu sınırları aşıp ihlâl edenler, bir gemiye binmek üzere kur’a çeken topluluğa benzerler.
Onlardan bir kısmı geminin üst katına, bir kısmı da alt katına yerleşmişlerdi.
Alt kattakiler su almak istediklerinde üst kattakilerin yanından geçiyorlardı. Alt katta oturanlar: Hissemize düşen yerden bir delik açsak, üst katımızda oturanlara eziyet vermemiş oluruz, dediler.
Şayet üstte oturanlar, bu isteklerini yerine getirmek için alttakileri serbest bırakırlarsa, hepsi birlikte batar helâk olurlar. Eğer bunu önlerlerse, hem kendileri kurtulur, hem de onları kurtarmış olurlar.”