Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (Mil Diyanet Sen) Genel Başkanı Celaleddin Gül,“Diyanet çalışanlarının haklarını korumak ve savunmakla görevli bir sendikacının bir il müftülüğü binasında, görevi başındaki bir çalışana yaptığı bu saldırı, ne bir sendikacıya ne de bir din görevlisine yakışacak bir davranış değildir"dedi.
Diyanet Sen Adıyaman Şube Başkanının yanına aldığı bir kişiyle birlikte il müftülüğünde, müftülük personeli imam Y.’yi çalışma darp etmesi olayı ile ilgili Adıyaman'a gelen Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (Mil Diyanet Sen) Genel Başkanı Celaleddin Gül,Adıyaman Müftülüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Gül, yaşanan şiddet olayını kınayarak, bir sendikacının böyle bir davranışta bulunmasının utanç verici olduğunu belirtti. Diyanet çalışanlarının haklarını korumakla görevli bir sendikacının, görevi başındaki bir çalışana yönelik gerçekleştirdiği bu saldırının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Ayrıca, saldırganlar hakkında adli ve idari soruşturmanın derhal başlatılması gerektiğini vurguladı.
Gül, Adıyaman Müftülüğü'nde yaşanan bu olayın üstünün kapatılmaması gerektiğini ve gerekli adımların atılması gerektiğini belirtirken, sendikası fark etmeksizin her Diyanet çalışanının yanında olacaklarını vurguladı. Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın teftiş kurulunun olayı detaylı bir şekilde incelemesini ve gereken cezaları uygulamasını talep etti.
Yaşanan bu üzücü olayın bir daha tekrarlanmaması için yapılan basın açıklamasının önemine değinen Gül, sendikacılığın kabadayılık değil, sorumluluk ve adalet duygusu gerektirdiğini vurguladı. Adıyaman'a geliş sebeplerinin bu olayı kınamak ve destek vermek olduğunu ifade ederek, basın mensuplarına, il başkanına ve müftülük personeline teşekkür etti ve darp edilen imama geçmiş olsun dileklerini iletti.
Mil Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül’ün basın açıklaması şöyle:
“Diyanet çalışanlarının haklarını korumak ve savunmakla görevli bir sendikacının bir il müftülüğü binasında, görevi başındaki bir çalışana yaptığı bu saldırı, ne bir sendikacıya ne de bir din görevlisine yakışacak bir davranış değildir. Bir sendikacı olarak, her şeyden önce böylesi bir duruma bir sendikacının düşmüş olmasından utanç duyuyorum. Sendikacı mısın yoksa kabadayı mısın? Böyle sendikacılık mı olur? Diyanet çalışanlarına karşı uygulanan şiddet, darp, saldırı kimden ve nerden geldiğine bakmaksızın karşısındayız. Bu çirkin ve menfur saldırıyı şiddetle kınıyor ve darp edilen arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Görevi başındaki bir devlet memuruna herkesin gözleri önünde bu saldırıyı yapan kişilere gereken soruşturma açılsın, yaptığı sorumsuz ve çirkin davranışın hesabı sorulsun. Geçen sene buna benzer bir olay Gaziantep'te yaşanmış, yaptığımız şikâyet neticesinde Diyanet Sen Şube Başkanı Müslüm GORAL bölge dışına sürgün kararı çıkmış, ama üzülerek ifade edeyim ki Diyanet atama ve yer değiştirme kurulu kendi verdiği cezayı yine kendisi il içi yer değişikliği olarak değiştirmiş, darp eden kişi adeta ödüllendirilmiş idi. Buradan Diyanet işleri Başkanlığı yetkililerine sesleniyorum: Yapacağınız soruşturma ve sonrasında yaşanacaklar eğer Gaziantep 'te olanlar gibi olacaksa hiç zahmet buyurmayın. Ama şunu da eklemek isterim ki, Adıyaman Müftülüğünde yaşanan bu olayın eğer üstü kapatılmak istenir ise, bu defa buna asla müsaade etmeyeceğimizi açık ve net bir şekilde belirtmek isterim. Bizler müftülüklerin müftülüklerden idare edilmesini ve yönetilmesini istiyoruz. Müftülükler esnaf dükkânından yönetilemez yönetilmemelidir. Buna müsaade etmeyeceğiz.
Adıyaman’da, Adıyaman il Müftülüğünde yaşanmış olan bu olayı tasvip etmiyoruz. Evet bir olay gerçekleşti fakat bu olayın bir daha tekerrür etmemesi açısından yapmış olduğunuz basın açıklaması çok ama çok önemlidir. Dolayısıyla sendikacılık yaparken asla sendikacılık kabadayılık değildir buna dikkat edeceğiz biz Diyanet Başkanlığı personeli dolayısıyla topluma önder ve örnek olacak olan insanların bu konuda yapmış olduğu basın açıklamasını şöyle bitiriyorum, bu saldırıyı kınadığımız gibi elbette ki devam edecek sonuçta bir hukuk devleti karar verecek olan Diyanet İşleri Başkanlığımızın teftiş kuruludur. Onlar gelecekler olayı yerinde inceleyecekler kimde kusur varsa elbette ki bunun cezasını verecektir. Ama az önce belirttiğim gibi lütfen verilen cezadan uygulansın hiç kimseye iltimas geçilmesin burası bir hukuk devleti ise mutlaka adalet ölçülerinde hareket edelim. Ben hepinize teşekkür ediyorum. Adıyaman’a geliş sebebimiz buydu. Basın mensuplarımıza kıymetli kardeşlerimize il başkanımıza müftülük personelimize tekrar tekrar teşekkür ediyor, darp edilen kardeşimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum sağ olun var olun.”
Kaynak : PHA