KAHTASES-Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine ilişkin YSK’ya tam kanunsuzluk başvurusunda bulundu.

Özel başvurunun ardından yaptığı açıklamada, “Şimdi iş YSK’nın önündedir. Geçen sefer itiraz ettiğimizde saymama kararı hukuki değil siyasiydi. Çünkü AKP isteyince sayıyorsun. Ama bugün onlara 3 bin 389 ölü seçmenin listesini biz vermişken, yurtdışındakilerin listesini vermişken, tüm kanıtlarımızla tam kanunsuzluk hallerini sıralamışken, kendisi aday olan kişi seçim kurulunda görev yapıyorken, artık bu vakitten sonra tam kanunsuzluğa, ‘Ben tam kanunsuzluk demedim, görmedim’ diye imza atacak birisi çocuklarına çok doğru bir miras bırakmayacaktır. Bu karar bugün böyle alınırsa, YSK’nın bu tarihteki kararı siyasi bir karar olacaktır. 2019 seçiminin siyasi bir kararla iptal edildiğini, seçmenin vicdanı 2 ay sonra cevaplamadı mı? Seçmen o karara verenlere mi katıldı, itiraz edenlere mi katıldı? Seçmen mağdurun yanında yer aldı. O gün 806 bin fark, bugün 1 milyon fark olduysa hep o yapılanlar yüzündendir. Buraya talimat verenlere söylüyorum: Aklınızı başınıza alın. Bunlar seçmenin vicdanından dönüyor. Size bu aklı verenler size de iyilik yapmıyor. Ülkeye hiç iyilik yapmıyor. Hatay’a hiç iyilik yapmıyor” ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine ilişkin YSK’ya yapılan tam kanunsuzluk başvurusunun ardından yaptığı açıklamada, “Siz YSK’yı takip eden kameraman ve muhabir arkadaşlar açısından bayramda çok yoğun bir çalışma dönemi olduğunu hep birlikte gözlemledik. Emeklerinize sağlık. Daha önce de açıkladığımız gibi biraz önce YSK’ya Hatay Büyükşehir ve Hatay İskenderun ilçe için ayrı ayrı tam kanunsuzluk iddiasıyla başvurumuzu yapmış durumdayız. Bu başvuruyu bizzat yapacağımı ve takip edeceğimi söylemiştim. Bu başvuruyu kendisi de Hataylı olan Genel Sekreterimizle, Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızla, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızla, Hatay’daki tüm itiraz süreçlerini bizzat yerinde takip eden Genel Başkan Yardımcılarımız Gökçe Gökçen ve Murat Bakan ile birlikte gerçekleştirdik. Tam kanunsuzluk başvurumuz herhalde YSK’ya tarihi boyunca yapılmış en kapsamlı tam kanunsuzluk başvurusudur” dedi. Özel, şunları kaydetti:

“ELİMİZDEKİ KANITLARI OKUYUN, BU SEÇİMİ BİR DEĞİL 8 KERE İPTAL EDERSİNİZ”

“Birazdan sadece 8 başlığına değineceğim meselenin herhangi bir tanesi tarafsız, siyasi baskılardan arındırılmış, sadece hukuk normlarına göre düşünülen, vicdan sahibi insanlarda seçimin yenilenmesi yönünde bir karar verme durumunu yaratacaktır. Hiç şüphe yok. Her birisi için YSK’nın geçmişte aldığı talebimize uygun kararlar mevcuttur. Her birisi için. Örnekleriyle, ekleriyle, bilgileriyle birlikte sunduk. Eğer 2019 31 Mart İstanbul seçimleri iptal edildiyse, bizim başvurumuzla Hatay seçimleri 8 kez iptal edilebilir. İstanbul Büyükşehir seçiminin iptal gerekçesini okuyun, elimizdeki kanıtları okuyun, bu seçimi bir değil 8 kere iptal edersiniz. Kısaca bilgi verecek olursam, öncelikle kanuna aykırı olarak emniyet görevlilerinin ve zabıtaların seçim kurullarında görev yaptıkları, sandık kurulu başkanı oldukları ve memur üye olarak görevlendirildikleri ortadadır. Sabittir. Açıktır. Hal tam kanunsuzluk halidir.”

“3 BİN 389 ÖLÜ SEÇMEN SEÇİMLERDE OY KULLANMIŞTIR”

“İkinci ve önemli hususumuz. Hakkında kısıtlılık kararı bulunan 108 seçmeni biraz önce YSK’ya verdiğimiz dilekçenin ekinde sunduk. Ayrıca 3 bin 389 ölü seçmen seçimlerde oy kullanmıştır. Bununla ilgili kanıtlar torbaların, çuvalların içinde YSK’nın adalet dağıtacağı adalet terazisine konmak üzere beklemektedirler. CHP aleyhine sayım kararı alındığında, ‘Aradaki farktan çok geçersiz oy var, bakmalıyız’ demişlerdi. Aradaki farkın 15 katı geçersiz oy var. Kanuna göre geçersiz oyların ne için geçersiz olduğu mutlaka yazılmalıdır. Yazılmamıştır. Durum tam kanunsuzluk halidir. Ayrıca Reyhanlı ve Kumlu ilçelerinde belediye meclis üyesi adayı olan ve ilçe seçim kurulu üyesi olan kişiler kurul üyeliklerinden istifa etmedikleri halde seçimlerde aday olmuşlar. Seçimlerde partilerin yaptığı itirazlarda bulunmuşlar. İtirazlara karar vermişler. Oy kullanmışlar, hatta bir tanesi kendi mazbatasını kendi imzalamıştır. Hal tam kanunsuzluğun daniskasıdır.”

“HAL TAM KANUNSUZLUK HALİDİR”

“Yurtdışındaki tespit ettiğimiz seçmenler oy kullanmışlardır. Biz 300’e yakın seçmenin yurtdışında oy kullandığını, yurtdışında bulundukları o gün ispatlıyoruz. Oy kullanmadıklarının ispatı için çizelgeler açılmalıdır. Eğer gerçeği arayacaksak, bu kurul hakikaten peşinde koşacaksa ve adalet dağıtacaksa yurtdışında olduğunu ispatladığımız o seçmenlerin yerlerine oy kullanılmadığını imza föyleriyle yerine bakmak durumundadırlar. Yine Kırıkhan'da seçim sürerken çıkan bir arbedede sandıklar dağılmış, pusulalar saçılmış, seçim durdurulmuş, bir saat sonra sıfırdan başlıyoruz denmiş, o ana kadar kullanılan oylar, seçmenler kullandıkları oyların sadıkta olduğunu sanıp evlerine gitmişler ama o oylar kullanılamamıştır. Seçim öğlenin 11’inde yeniden başlatılmıştır. Hal tam kanunsuzluk halidir. Sıfır oy aldığımız sandıklarda maddi hataları sadece düzelttirerek fark 3 bin 900’den 2 bin 569’a inmişken, sadece maddi yazım hatalarını, tüm sandıkların bu denetime tabi tutulmasından doğal bir talep olamaz.”

“2019 SEÇİMİNİN SİYASİ KARARLA İPTAL EDİLDİĞİNİ, SEÇMENİN VİCDANI 2 AY SONRA CEVAPLAMADI MI?”

“Bakın İstanbul Gaziosmanpaşa, bütün oylar yeniden sayıldı. YSK sayıma devam edin kararı verdi. Kütahya geçersiz oylar tek tek sayıldı. YSK itirazımızı reddetti. Şimdi bu kararlar bu kadar açık, ortada ve daha mürekkepleri kurumadan Hatay’da hiçbir oy yeniden sayılmadı. Hatay’da hiçbir sandık ne ilçe düzeyinde, ne il seçim kurulunda sayılmıştır. Şimdi iş YSK’nın önündedir. Geçen sefer itiraz ettiğimizde saymama kararı hukuki değil siyasiydi. Çünkü AKP isteyince sayıyorsun. Ama bugün onlara 3 bin 389 ölü seçmenin listesini biz vermişken, yurtdışındakilerin listesini vermişken, tüm kanıtlarımızla tam kanunsuzluk hallerini sıralamışken, kendisi aday olan kişi seçim kurulunda görev yapıyorken, artık bu vakitten sonra tam kanunsuzluğa, ‘Ben tam kanunsuzluk demedim, görmedim’ diye imza atacak birisi çocuklarına çok doğru bir miras bırakmayacaktır. Bu karar bugün böyle alınırsa, YSK’nın bu tarihteki kararı siyasi bir karar olacaktır. 2019 seçiminin siyasi bir kararla iptal edildiğini, seçmenin vicdanı 2 ay sonra cevaplamadı mı? Seçmen o karara verenlere mi katıldı, itiraz edenlere mi katıldı? Seçmen mağdurun yanında yer aldı. O gün 806 bin fark, bugün 1 milyon fark olduysa hep o yapılanlar yüzündendir. Buraya talimat verenlere söylüyorum. Aklınızı başınıza alın. Bunlar seçmenin vicdanından dönüyor. Size bu aklı verenler size de iyilik yapmıyor. Ülkeye hiç iyilik yapmıyor. Hatay’a hiç iyilik yapmıyor. Son kez şunu söylüyorum. Bir seçilmiş kurula siyasi sebeplerle baskı yapmak büyük bir suçtur. Ama o baskıya boyun eğmek hiçbir hakimden beklediğimiz tutum değildir. Seçim kurulunun, YSK’nın asla ve asla böyle bir karar vermeyeceğini, bu siyasi baskılara boyun eğmeyeceğine yürekten inanıyor, her birisine vicdanları ile baş başa verecekleri karar için şimdiden teşekkür ediyorum.”

“SİYASİ BİR MANEVRADIR, BASKIDIR. TAMAMEN HAKSIZLIKTIR”

Özel, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün tutuklanmasına ilişkin bir soru üzerine, “Antalya Kepez’de iki hukukçu milletvekilimiz, birisi grup başkanvekilimiz Ali Mahir Başarır, bir diğeri Ankara Milletvekilimiz Umut Akdoğan olmak üzere bugün Antalya’dalar. Örgütümüzle görüştüler. Belediye başkanımızı ziyaret etme aşamasındalardı, ben toplantıya girerken. Antalya’da büyük bir hukuksuzluk, kanunsuzluk yapılıyor. Büyük bir vicdansızlık yapılıyor. CHP olarak kusuru olan kimse cezasını çeksin. Kimseyi koruyacak değiliz. Kepez Belediye Başkanımız geçmişte o şirketin başındayken, ilgili bakanlıktan onaylı, sertifikalı, buna yaptırabilirsin dedikleri şirkete bakım yaptırdıysa, o görevi bıraktıktan sonra da 3 kere bakım olduysa, denetim olduysa, benim belediye başkanımın görevi bıraktıktan sonra 3 kere bakım olan, denetim gören teleferiğin kazasından sorumlu tutulup, tutukluluk tedbirine başvurma kararı siyasidir. Eğer kusuru olsa mutlaka ve mutlaka bunu soruşturması gerekir. Kaldı ki kendisi 1 hafta önce Kepezliler, Kepez’i sen yönet diye oy vermişler. Tutuklu yargılanmayıp da serbest bırakılsa Kepez’i bırakıp mı kaçacak? Başında olmadığı şirketin delilini mi karartacak? Bu yeni görevini yapmasına engel sadece ve sadece siyasi bir manevradır, baskıdır. Tamamen haksızlıktır. Ayrıca Kepez Belediye Başkanımızın şu kadarcık bir suçu olduğuna inanmamakla ve buna yürekten suçu olmadığına inanmakla beraber, gözümüzün önünde 301 kişi öldü Soma’da. En son İliç’te. Bir kamu görevlisi yargılandı mı arkadaşlar? Tren kazasında dönemin ilgili genel müdürünü görevden aldılar, daha dava bitmeden yeniden göreve atadılar. Yargılandı mı? Bir kişiye Soma’dan İliç’e kadar tüm facialarda bir kamu görevlisine yargılama izni verdiniz mi, hesabını sordunuz mu, o şirketlerin genel müdürlerine sordunuz mu? O tarihtekine sordunuz mu? Şimdi gelip bize soruyorsunuz. Belediye başkanımın suçu olsa ben bu soruşturmanın yapılmasından hiçbir rahatsızlık duymam. Tutuksuz yargıla, yargıla kardeşim göreceksin. Bütün kanıtlar onun döneminde bu işlerin dört dörtlük yapıldığını ve devamında da yapıldığını, burada bir suç varsa o bakımı yapan, denetimi yapan firmada bir eksiklik varsa, hesabını hep beraber soralım. Bizden yana birinde varsa hep beraber soralım. Ama belediye başkanını tutuklamak nedir ya? Bunu kime yaptınız da benim belediye başkanıma yapıyorsunuz. Büyük bir haksızlıktır. İtirazın kabul edileceğini, başkanımızın görevi başına döneceğini en kısa sürede bekliyorum. Aksi durum gerçekten vicdanla da bağdaşmaz. Akılla da bağdaşmaz. Edeple de bağdaşmaz” ifadesini kullandı.

“BAŞKAN’IN TUTUMUNU İMZASINI GÖRDÜĞÜMÜZDE GÖRECEĞİZ”

Özel, bir başka soru üzerine, “Şimdi ‘Kurul Başkanı’nın yüzüne söyleyebildiniz mi’ cümlesindeki provokasyonu reddederim. Çünkü böyle bir ilişki kurmamamız gerekiyor hem basınla bir siyasetçinin, hem de bir siyasetçinin Kurul halinde görev yapan bir başkanla. Biz kendisine dilekçemiz hakkında bilgi verdik. Nezaketle kendisine meramımızı anlattık. Kendisi kararı ile konuşacak mercide olduğu için kendisinden bu konuda bir somut cevap da beklemedik. Başkan’ın tutumunu imzasını gördüğümüzde, kararını gördüğümüzde göreceğiz. Beni bir öncekinde hem de bu sefer makamında ağırlayan, makamın gereğine uygun nezaket gösteren ve kararları kesin olan bir Kurul’un başkanıyla böyle bir tartışmaya, polemiğe girmem. Zaten ne kendisinin, ne Kurul’un herhangi bir üyesinin bir baskıya boyun eğmeyeceğine olan inancım tamdır derken, kendilerine bir saygısızlık yoktur. Bu kurula baskı yapanları söylerim. Onun dışında ben yüzüne söyleyemeyeceğim hiçbir şeyi kameraların önünde ya da arkasından söylemem. Şunu da bilirim. Meydanda yapılan kusurun tenhada özrü de olmaz. Eğer bir kusur varsa o orada da bu burada da kusurdur. Bunu böyle bilin. Bunun dışında bizim sizinle kurmamız gereken ilişkinin de seviyesi bu olmasın lütfen” diye konuştu.