kahtases @ hotmail.com

Mirâc kandili, Peygamber Efendimiz (sav.)’in göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü Recep ayının 27. gecesidir. Mirâc, merdiven mânâsına gelir.

Mirâc hadisesi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in Mescid-i Harâm’danMescid-i Aksâ’ya oradan da Allah’ın huzuruna yükselmesidir.

Mirâc olayı şu durum üzerine gerçekleşmiştir: Peygamber Efendimiz (sav), hicretten bir yıl önce, 52 yaşında iken, Zeyd bin Hârise’yi  yanına alarak Taif’e gitmiş, oradaki insanları İslâm’a davet ederek Onlara nasihatler etmiş; ancak kimse imân etmemiş imân etmedikleri gibi Peygamber’le alay edip onu hırpalamışlardır. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz ve Zeyd bin Hârise, üzüntülü ve yorgun hâlde Mekke’ye geri dönmüş. Nitekim, Mekke’de de karışıklıklar devam ediyor ve işkenceler sürüyordu. Recep ayının 27. Gecesi Peygamber Efendimiz (sav), gönlü yorgun, kalbi ve bedeni incinmiş hâlde  Allah’a kulların imâna gelmesi için duâ etti ve yalvardı. Zirâ Hz. Muhammed (sav) hiçbir zaman kendisi için Allah’tan bir şey istemezdi Onun tek düşündüğü ümmetiydi.

Peygamber Efendimiz (sav)’in bu yorgun ve üzüntülü yakarışını gören Allah (cc.), dört büyük melekten görevi Peygamberlere vahiy (Allah’ın emir ve yasaklarını) getirmek olan, Cebrâil (as.)’e:

‘’ Sevgili Peygamberimi çok üzdüm. Mübarek bedenini, nazik kalbini çok incittim. Bu hâlde, yine bana yalvarıyor. Benden ve ümmetinden başka hiçbir şey düşünmüyor. Git, habibimi getir! Cennetimi, Cehennemimi görsün. Ona ve Onu sevenlere hazırladığım nimetleri göster. Ona inanmayanlara, Onu incitenlere hazırladığım azapları görsün. Onu ben teselli edeceğim.’’ buyurdu.

Bunun üzerine Cebrâilaleyhisselam, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in yanına geldi önce birlikte Kâbe’ye gittiler. Sonra Cennetten gelen Burak adındaki beyaz bir hayvana binip, Kudüs’e Mescid-i Aksâ’ya geldiler ve burada namaz kıldılar. Namazdan sonra, mescitten çıkıp bir yükselme (mirâc) ile bir anda 7 kat gökleri geçtiler. Hz. Muhammed (sav), çıktığı her kat gökte bir büyük peygamberi gördü. Daha sonra Cennet ve Cehennemi gördü ve en sonunda Refref adındaki bir Cennet yaygısı üstünde, Cenâb-ı Allah’ın dilediği yüksekliğe ulaşıp Allah (cc.)’ı gördü.

Mirâc gecesi, Kur’an-ı Kerim’de İsrâSûresinde şu şekide anlatılmaktadır: ‘’Kulunu (Muhammed aleyhissalâtü vesselâm-ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzıâyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, her türlü noksan (eksik) sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla gören ve işitendir. (el-İsrâ,1)

Mirâc gecesinde verilen müjdeler; 5 vakit namazın farz kılınması, Bakara Sûresinde yer alan Amennerrasulü ayetlerinin inmesi (285. ve 286. ayetler) ve Müslümanların Allah’a şirk (ortak) koşmadıkları durumda cennetle müjdelenmesidir.

Mirâc kandilinde yapılabilecek başlıca ibâdetler; nafile-tatavvu namazları (herhangi bir yükümlülüğü olmadan, isteğe bağlı kılınan namazlar) kılınabilir. Nafile namazlarının rekât sayısında sınırlama yoktur, kişi dilediği kadar nafile namazı kılabilir. Her iki rekâtta bir selâm vermek evlâdır. Tesbih çekilebilir. Kaza namazları kılınabilir. Salavat-ı Şerifeler okunabilir. Oruç tutulabilir, Kur’an okunabilir ya da dinlenilebilir.

Allah (cc)’a açılan ellerin geri çevrilmediği,duâların vetevbelerin kabul edildiği, feyiz ve hikmetlerin sağnaksağnak yağdığı bu mübarek gecenin bütün İslâm âlemine hayır ve bereket getirmesini dilerim. Mirâc Kandilimiz mübarek olsun.