KAHTASES-HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, "Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Kürt meselesinin "eşit vatandaşlık temelinde, anayasal güvence altına alınarak kalıcı şekilde çözülmesi gerektiğini" söyledi.

HÜD PAR Genel Başkan Vekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında iç ve dış gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Kürt meselesi, emekli aylıkları ve faiz politikasına dair partimizin değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşan Demir, siyonist terör rejiminin Yemen’e yönelik saldırıları ile ilgili de açıklamalarda bulundu.

Açıklamalarına Kürt meselesi ile başlayan Demir, “Geçmişte izlenen inkâr, ret ve asimilasyon politikalarının neden olduğu Kürt meselesi, son 20 yılda atılmış birtakım müspet adımlara rağmen hâlâ daha çözüme kavuşturulabilmiş değildir. Kürt meselesi, yıllardır iki uç noktanın oluşturduğu çıkmazlar arasında sıkışıp kalmıştır. Bir yandan bu meseleyi ‘terör ve şiddet’ parantezi içerisinde ele alarak gerçek bağlamından koparan yaklaşımlar; diğer yandan ise meseleyi ideolojik ve örgütsel çıkarları doğrultusunda istismar eden yapılar, çözüme yönelik adımları daha da zorlaştırmıştır. Birbirini besleyen bu iki yaklaşım; Kürt halkının, hak ve hukuk temelinde tartışılması gereken taleplerini gölgede bırakmaktadır.” dedi.

“Kürt meselesi, hak ve adalet temelinde çözülmeli”

“Toplumumuzun uzun yıllardır kanayan yaralarından biri olan Kürt meselesi, artık siyasi ikbal hesapları ve kavgalarının gölgesinde bırakılmamalı, istismar siyasetine alet edilmemelidir.” diyen Demir, ardından şunları kaydetti:

‘Terör ve şiddet’ sorununun ‘tasfiye edilmesi’ bağlamında atılacak adımların Kürt meselesinin çözümü olarak isimlendirilmesi ya da çözüme yönelik adımların atılması için temel hakların pazarlık konusu yapılması, meselenin çözümüne katkı sunmayacağı gibi kamuoyunu da yanlış yönlendirecek ve meselenin istismar zeminini güçlendirecektir.

Dolayısıyla temel hak talepleri hiçbir şekilde pazarlık konusu yapılmamalı; Kürt meselesi, eşit vatandaşlık temelinde anayasal güvence altına alınarak kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulmalıdır. Kürt meselesinin hak ve adalet temelinde çözümü, Türkiye’nin toplumsal birlik ve beraberliğini pekiştirecek, geçmişte yaşanan acıların yerini ortak bir gelecek inşasına bırakacaktır.”

“Emekli aylıklarının vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı görülmektedir”

Açıklamalarına düşük emekli maaşları ile ilgili Partimizin değerlendirmelerini paylaşarak devam eden Demir, “Çalışanların iş hayatları boyunca ödedikleri SGK ve BAĞ-KUR primleri, emeklilik hakkı kazandırarak sosyal bir güvence sağlamaktadır. Ancak emekli aylıklarının vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı görülmektedir. Bu durum, emeklilerimizi yeniden çalışmak zorunda bırakmaktadır. 2024 yılının Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ‘emekli yılı’ olarak ilan edilmesine rağmen emeklilerimiz bugün ne yazık ki zor şartlarda hayat mücadelesi vermektedir. Mevcut şartlarda, emekli maaşlarına % 100 oranında bir zam yapılması dahi refah seviyelerini istenilen düzeyde artırmaya yetmeyecektir. Bu nedenle, emeklilerimizin hayat standartlarını yükseltecek köklü ve kapsamlı düzenlemelerin yapılması acil bir ihtiyaçtır” diye belirtti.

"Faizin vatandaşlarımızın tasarruflarını yatırıma ve üretime yönlendirmesini zorlaştırdığı bir gerçektir"

Faiz politikalarına dair de konuşan Demir, “Ekonomi açısından önemli bir diğer husus ise faiz politikalarıdır. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 26 Aralık 2024 tarihli toplantısında politika faizini % 50’den % 47,5’e düşürme kararı alması olumlu ancak yetersiz bir adımdır. Faizin vatandaşlarımızın tasarruflarını yatırıma ve üretime yönlendirmesini zorlaştırdığı bir gerçektir. Merkez Bankası'nın 20 Aralık 2024 tarihli verilerine göre, TL mevduat hesaplarında geçen yıla kıyasla %35,44 oranında artış gerçekleşmiştir. Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından açıklanan verilere göre sanayi üretiminin %3,1 oranında azaldığı görülmektedir. Bu durum, ekonomide üretim ve yatırım odaklı politikaların ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Faiz ve döviz bağımlılığına dayalı politikalardan vazgeçilmeli”

Demir, “Halkımızın refah seviyesinin artırılması ve ülkenin ekonomik kalkınması için faiz ve döviz bağımlılığına dayalı politikalardan vazgeçilmesi gerekmektedir. Üretimi artırmak, katma değerli ürünler geliştirmek ve gelir dağılımını iyileştirmek, ekonomik istikrar ve toplumsal denge için temel şartlardır. İnsan odaklı ve adil politikaların ivedilikle hayata geçirilmesi, halkımızın hak ettiği hayat standartlarına kavuşmasının önünü açacaktır.” şeklinde konuştu.

“Soykırımcı siyonist rejim ve finansörlerine karşı bir an önce fiili olarak harekete geçilmeli”

Açıklamalarına dış gündem ile devam eden Demir, siyonist terör rejiminin Yemen’e yönelik saldırıları ile ilgili “Siyonist terör rejimi, uluslararası hukuku bir kez daha ihlal ederek Yemen’in alt yapısını hedef alan ağır saldırılar gerçekleştirmiştir. Soykırımcı siyonistlerin elebaşı Netanyahu’nun, Gazze ve Lübnan’a yaptıklarını Yemen’e de yapacaklarına dair beyanı, Gazze ve Lübnan’daki katliamlarına ilişkin itiraf niteliğindedir. Buna rağmen terör rejimine karşı ne uluslararası kuruluşlar ne de İslam dünyası kayda değer bir tepki verebilmiş değildir.” dedi.

“Gazze’nin yanında durduğu için bedel ödetilen aziz Yemen halkının siyonist düşmanla yüzleşme cesaretini tebrik ediyoruz.” diye belirten Demir, “Bölge ülkelerinin siyonist terör rejimine karşı devam eden sessizliğinin, bu saldırı ve işgallerin bir virüs gibi tüm ülkelere yayılmasına neden olacağı unutulmamalıdır. Uluslararası hukuku tanımayan, aynı anda 3 ülkede işgal, 4 ülkeye saldırı gerçekleştiren soykırımcı siyonist rejim ve finansörlerine karşı bir an önce fiili olarak harekete geçilmelidir. İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde, terör rejimi ve finansörlerine karşı kapsamlı ambargonun yanı sıra ortak bir fiili müdahale kararı alınarak işgal tanklarının Lübnan, Suriye ve Gazze’den çıkarılması sağlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.