kahtases @ hotmail.com

5 Şubat 2023 tarihinde hepimiz yarın neler yapacağımızı düşünüp yeni bir sabaha uyanmak için o sıcacık yataklarımıza uyuduk her şeyden habersizce… 6 Şubat saat 04.17’de deprem olacağı hangimizin aklına gelirdi ki? Hiç unutmam kar yağmıştı, çok tutmamış olsa da karın yağmasının sevinci vardı üzerimde. Nereden bilecektim ki o gece yağan karın hafızamızda kara gece olarak yer edineceğini…

Tarih 6 Şubat 2023 Pazartesi saat 04.17 suları ve kimimiz şirin uykumuzdan kıyamet koparcasına bir sarsıntıyla uyanırken kimilerimiz de o uykunun sonsuzluğuna uğurlandı. Zaten uyku yarım ölüm hâli değil miydi?

11 ili etkileyen deprem saat aynı gün saat 13.24’te tekrar oldu. Sismik araştırma verilerine göre ilk deprem 7,7; ikinci deprem de 7,6 şiddetinde oldu ve her iki deprem de 11 ilde birçok can ve mal kaybına neden oldu. Depremden etkilenen ve büyük kayıplar yaşayan iller Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Elâzığ, Diyarbakır, Malatya, Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Şanlıurfa ve Adana’dır. Bu illerde milyonlarca can ve mal kaybı yaşandı. Kaybettiklerimizin acısı hâlâ taptaze yüreğimizde duruyor; çünkü bazı acılar zamanla geçmez.

Depremde kayıp yaşayan illere gönüllü sağlık çalışanları istendi ben de hem Sağlık Bilgisi öğretmeni olarak hem de bir ilk yardımcı olarak Adıyaman 400 Yataklı Eğitim ve Araştırma hastanesine gönüllü yardıma gitmiştim ve benim gibi yüzlerce insan vardı yardıma gelen… Hepimiz enkazdan yaralı hâlde çıkarılıp yaşam bulguları olan insanlara bir nebze de olsun yardım edebilmek için oradaydık. Hiç unutmam, özellikle depremden hemen sonra hastanede geçirdiğim o ilk gece geçmek bilmedi…İki çorap giymeme rağmen ayaklarım buz kesilmişti. Allah’ım nasıl soğuk bir ayaz iliklerime kadar üşümüştüm. Hani insanın yüreği üşür ya yürek üşümesi bütün bedenini de kaplar tam da böyle bir şeydi benimkisi… Enkaz altındaki insanları düşününce yüreğim de üşüyordu. Gözlerimin önünden yaralı, uzuvlarını kaybetmiş insanlar gitmiyor, kulaklarımda çığlıları eksilmiyordu…

O ân söylediğim tek şey dilimdeki dua… Allah’ım insanların yardımcısı ol diye kalbimden defalarca tekrarladığım kelime ve tüm Türkiye’nin bu insanlar için seferber olması bütün yardımsever insanların elinden geldiğince yardıma koşması ve ekmeğini paylaşması. O günlerde beni teselli edip duygulandıran tek şey bu sahnelerdi… Hiç unutmam hastanede yaşlı bir amca vardı sohbet ettik biraz amcayla. Amca depremde bütün çocuklarını kaybettiğini söyleyince sözcükler boğazımda düğümlendi konuşamadım bir an… Sonra amca konuşmaya devam etti kızım nerelisin sen?

Diyarbakırlıyım amca, dedim.

Amca: ‘’Allah, sizden razı olsun kızım dedi. Az önce senin gibi Diyarbakırlı bir genç sağlıkçı vardı üşüdüğümü görünce kendi hırkasını bana verdi cebime de 600 lira para sıkıştırdı.’’ dedi. O ân nasıl duygulandım anlatamam. Bunca kötülerin içinde iyi insanlar iyi ki var, hep var olsunlar.

Deprem, bizden çok şey alırken çok şey de öğretti aslında almasını bilene…

-Hayatı ertelememeyi

-Sevdiklerimiz hayattayken kıymetini bilmeyi

-Sahip olduğumuz her şeye şükretmeyi

-Küsüp, kızınca küskünlüğü, kırgınlığı uzatmamayı

-Ufak meseleleri büyütmemeyi

-Sevdiklerimize sevgimizi göstermeyi

-Sevdiklerimize vakit ayırmayı

-Dünya malının çok da önemli olmadığını

-Parayı, malı, mülkü mezara götüremeyeceğimizi

-Yardımlaşmayı, paylaşmayı

-İnsanı insan olduğu için sevebilmeyi

-Kaybettiğimiz sevdiklerimizi asla geri getiremeyeceğimizi bu nedenle hayattayken kıymetlerini bilmeyi ve onları üzmemeyi, kırmamayı öğretti…

6 Şubat depremi çok şey öğretti de bizler yeterince alabildik mi? Yazıma son verirken öncelikle 6 Şubat depreminde yakınlarını kaybeden bütün insanlara sabırlar dilerim. Depremde vefat etmiş tanıdık veya tanımadık bütün vatandaşlarımızın ruhu şad, mekânı cennet olsun. Dilerim ki bir daha ülkemizin hiçbir yerinde böylesi derin acılar yaşamayalım ve insan olarak acılardan faydalanmak, maddi kazancı ikiye, üçe, dörde,beşe katlamak yerine cüz’i miktarını alıp elimizden geldiğince birbirimize yardımcı olalım. Vesselam!